AÖB Ortaöğretim birimince eğitimcilere yönelik hazırlanan 12 haftalık 1. Dönem Online Eğitim Akademisi’nin 5. haftası “Dijital Oyunların Gençler Üzerindeki Etkileri” konusuyla Dr. Murat Dağıtmaç’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Video konferans yöntemiyle yapılan programda Dr. Murat Dağıtmaç şu ifadelere yer verdi;
“Playstation’dan tutun ekran üzerinde oynanan, bütün fiziksel tabanlı oyunlara dijital oyunlar diyoruz. Televizyonlarda karşılıklı etkileşim olmayınca yerine sosyal medya devreye giriyor.
Biz çocuklarımıza daha güvenilir sokaklar ve oyun mekânları oluşturup, bunun kültürünü çocuklarımıza verebilseydik bugün onlar dijital ortama hapsolmayacaklardı.
Dijital dünyadan uzak kalarak çocuklarımızın rol modelliğini kaybettik, şimdi bu dünyada yer alarak yeniden çocuklarımızın rol modelleri olmamız lazım.
Çocuklarımızı kendi ellerimizle mahkûm ettiğimiz dijital dünya onların toplumsallaşmasından daha çok asosyalleşmesine yol açmıştır.
Dijital platformları bizler yönetmediğimiz için bizlere açılan yollarda yürüyoruz, böylece dijital köleler haline dönüşüyoruz.
Dijital dünyayla birlikte değişen en önemli kavramlardan birisi "rol modellik" kavramı. Eskiden çocuklarımızın en önemli rol modelleri anne ve babalarıyken; şimdi dijital dünyadaki kahramanlar, youtuberlar rol model olmaya başladılar.
Bizler ne zaman ki çocuklarımızla gönül, dil ve fiziki iletişimimizi kestik, onlar kendilerine çok gösterişli fakat içi tehlike ve zehir dolu yeni yol göstericileri seçtiler.
Dijital dünyanın tehlikelerden birisi; örnek alınan dijital kahramanların ve youtuberların nesillerimize katmak istedikleri tehlikeli fikirler, düşünceler ve yaşam tarzlarıdır. Bu sanal kahramanların çoğunda şu üç özellik dikkat çekiyor:
- Sadistlik
- Psikopatlık
- Makyavelist bakış açısı
Bizler, çocuklarımızı bakkala ve fırına bile gönderemezken; onlar çocuklarımızı intihara sürükleyecek kadar etkili olabiliyorlar. Bunun vebali ve sorumluluğu bütün anne babaların ve eğitimcilerin üzerinedir.
Dijital platformların en büyük zararlarından birisi İslamofobik etkinlikler ve yönlendirmeleri. Önceden çizgi filmlerle başlayan bu durum daha sonra dijital oyunlara yansımıştır. Bugün birçok dijital oyunun ve etkinliğin içerisinde İslamofobia gizliden gizleye, bir zehir gibi verilmekte ve ne yazık ki etkili olmaktadır.
Çocuklarımızı bizim yaşadığımız eski zamanlara geri götürme ihtimalimiz yok. En etkili yöntem; dijital platformları etkin ve verimli bir biçimde kullanmaktan geçiyor.
Dijital dünyayı yasaklamak yerine ya yeni bir alternatif oluşturmamız ya da orayı yönetecek bir duruma gelmemiz gerekiyor. Bu dijital dünyaya çocuklarımızla birlikte girip ipleri elimize almamız gerekiyor.
Dijital dünyayı çok etkili bir şekilde kullanarak oraya uygun rol modellerini bizler ortaya çıkarmalıyız. Bu rol modeller insancıl; vicdan, irfan ve inanç yönü gelişmiş bir kişiliğe sahip olmalıdır.
Bizler sorumlu ve duyarlı Müslümanlar olarak sadece kitap kafeler açmamalıyız, dijital kafeler de açıp buraları en verimli ve bilinçli bir şekilde kullanabilmeliyiz.” dedi.