Pazar, 24 Eylül 2023

Milli Sanayi Sürecinde Bir Girişimci Örneği; Nuri Demirağ Öne Çıkarılmış

Bülbülzade Vakfı Esnaf Komisyonu araştırmacı yazar Hüseyin Caner Akkurt’tun konuşmacı olarak katıldığı “Yerli Zihin, Milli Sanayi Sürecinde Bir Girişimci Örneği; Nuri Demirağ” adlı seminer düzenledi.

7 Nisan Cumartesi günü Bülbülzade Vakfı Davut Özgül Konferans Salonunda düzenlenen seminere Bülbülzade Vakfı Başkan Yardımcısı Yunus Atilla Hamallar, Esnaf Komisyonu Başkanı Hamdi Keleş, komisyon üyeleri ve davetliler katıldı.

Esnaf Komisyonu Başkanı Hamdi Keleş’in moderatörlüğünde yapılan seminerde Nuri Demirağ’ın girişimlerinden bahseden Akkurt, konuşmasını şöyle sürdürdü; “tarih öyle bir şey ki kaçmak istediklerinizi bir gün ortaya getirip koyuyor. Nuri Demirağ’ın 1930’lu yıllarda hayata geçirmeye çalıştığı projeler eğer bugüne gelindiğinde engellenmemiş olsaydı onun temel taşlarını atmış olduğu yerlere sizler tuğlalılarınızı koymuş olacaktınız. Bugün biz örneğin Fırat Kalkanı Harekâtında kendi uçaklarımızı kullanacaktık. Malumunuz Fırat Kalkanı Harekâtında hava gücümüzü kullandırmadılar. Yine Fırat Kalkanı Harekâtında Almanların Leopar Tanklarını kullanmak zorunda kalmayacaktık. Bu harekâtta tankların intikal sırasında verdiği arızalardan dolayı, bu tankların parçalarını üretemediğimizden dolayı silahlı kuvvetlerin hangarlarında parça bekleyen tanklar var. Almanlar vermeyiz demiyorlar. Mesela F35’le ilgili gerekli paralar ödendi ancak belki 10 yıldır uçakların gelmesini bekliyoruz. Dolayısıyla yerli ve milli sanayi ile hareket etmediğiniz sürece bu tür aksaklıklarla karşılaşmanız normaldir.

Tarihte bazı şeyleri görmezden gelerek gerekeni yapmazsanız o tarih bir gün sizin karşınıza gelip dikiliyor ve o tarihle yüzleşmek zorunda kalıyorsunuz. Tabi yüzümüzü ağartan konular yok mu elbette ki var. En azından savunma sanayi noktasında yerli silah kullanmaya başladık. Ana ağır savunma sanayi malzemelerimiz yerli olmasa da içerikte kullandığımız malzemeler yerli olmaya başladı.

Nuri Demirağ’ın dönemine gelinmeden önce bu coğrafyada neler yaşanmıştı bunu kısaca özetlemek gerekiyor. Bu özetlemezsek Nuri Demirağ’ın mücadelesini anlamamız zorlaşır. Bizim batıyla ilişkilerimiz yeni cumhuriyetle başlamış değildir. Mesela Amerika’yla ilişkilerimiz 1700’lü yıllarda başlıyor. 1830 yılında yapılan anlaşma neticesinde Amerika imtiyazlı devlet statüsüne getiriliyor. 1846 yılında Sultan Abdülmecit’in isteği üzerine Amerikan pamuğunun Osmanlı’da yetiştirilmesi için çalışma yaptırılıyor. Amerika’dan gelen uzamanlar pamuğun yetiştirilmesini sağlayamıyorlar ancak değerli madenlerin yerlerini keşfediyorlar.

Nuri Demirağ 1886 yılında Sivas Divriği’de dünyaya geliyor. Babası sorgu hâkimi. Babası bir kasabaya sorgu hâkimliğine giderken attan düşerek vefat ediyor. 1906’da Ziraat Bankası’nın açtığı sınava katılarak Kangal’da memuriyete başlıyor. 1908’de Koçgiri Şubesine tayin oluyor. 1911’de İstanbul’da Maliye Bakanlığında memurluğa alınıyor. Orada milletine faydalı çalışmalarından dolayı maliye müfettişliğine yükseltiliyor.

Maliye müfettişliği yaptığı dönemde azınlıkların şımarmaya başladıkları dönemde kurtuluş semtinde birkaç tane Rum gencin tacizine uğruyor. Bunu kendisine yediremiyor. Benim geleceğim ve bu devletin geleceği üç-beş azınlığın elinde olamaz diye memurluktan istifa ediyor. Enteresandır o dönemde sigara kâğıdına kadar her şey Ermeni ve Rumların elinde bulunuyor. İlk defa Türk malı diyerek sigara kâğıdı üretimine başlıyor. Sigara kâğıdı üretiminden bir sermaye ediniyor. 1923 yılına geldiğimizde yeni cumhuriyetle beraber demiryolları projesi Almanlardan Amerikalıların eline geçiyor. Onlarda 99 yıllığına bu anlaşmayı yapmış durumda. Allah’tan bu proje hayata geçmiyor. Çünkü misakı milli sınırları içinde enerji kaynağı kalmadığından Amerikalılar projeden vazgeçiyor.

Yeni cumhuriyet demiryolları politikasına Abdulhamid’in bıraktığı yerden devam etmek istiyor. Ancak yerli sermaye yok tabi. 1933 yılında Samsun - Sivas arasındaki demiryolu inşaatının ihalesi başlayacak. Yabancı şirketler var. Fransızlar işten çekiliyor. İhale açılıyor bu ihaleyi görüyor. Diğer yabancı şirketlerin verdiği fiyatın yarı fiyatını vererek ihaleyi alıyor. Ekibini oluşturarak demiryolu yapımını devam ediyor. Oradaki başarılarından dolayı Bursa’daki Merinos Fabrikasının yapılması, Keban Barajı ile ilgili projeleri, bunun yanında yeni rejimin devlet binalarının yapımı, şeker fabrikalarının fiziksel yapılarını yapıyor.

Amerika’ya gidip Golden Gate köprüsünü görünce bunun bir benzerinin boğaza yapılması gerektiğini belirterek projesini hazırlayarak Mustafa Kemal’e sunuyor. Boğaz köprüsü projesinde ilginç olan şey şu 1931 yılında planlayıp 1933 yılında projelendirmiş olduğu boğaz köprüsünde demiryolu var, araç yolu var, yaya yolu var. Biz bunu ancak 2018 yılında hayata geçirdik. Mustafa Kemal projenin hükümete gönderilmesini ve hayata geçirilmesini söylüyor. Ancak başbakan İnönü döneminde proje akamete uğruyor.

Daha sonra Yeşilköy’de bir gök okulu kurmak için çalışma başlatıyor. O dönemde özellikle Fransa’ya gönderilen pilotlar var. 17 Eylül 1936’da Beşiktaş’ta uçak fabrikası kurmaya başlıyor. Motor gövdesi hariç tamamen yerli bir proje. O dönem Türk Hava Kurumunun 10 eğitim uçağı 65 planör siparişi alıyor. 1937 NUD 36 uçağını teslim etmek için gönderilen uçak bir kaza geçiriyor, ihale iptal ediliyor. Yerine Fransa’dan çok fahiş fiyata 12 adet uçak alınıyor. Daha sonra İnönü hükümeti döneminde gök okulu ve fabrika da istimlâk ediliyor. Hem NUD 36 hem NUD 38 uçağını almak için almak için yabancı ülkelerden ziyaretler oluyor. İsmet İnönü’nün kabinesinin aldığı kararla yurt dışına satışı da engelliyor” dedi.

Seminerin ardından program soru cevap kısmıyla devam etti. Yerli Zihin, Milli Sanayi Sürecinde Bir Girişimci Örneği; Nuri Demirağ semineri soru cevap kısmından sonra sona erdi.

Yazar Hakkında

bulbulzade.org

"Arzın imarını ve neslin ıslahı"nı kendisine ilke edinen vakfımız 1994 yılından beri Gaziantep'te faaliyetlerine devam etmektedir...

Benzer Ögeler

  • Hayır Çarşısı ve Bahar Şenliklerimiz Başlıyor

    Vakfımızın geleneksel olarak düzenlediği Hayır Çarşısı ve Bahar Şenlikleri 3-4-5 Haziran’da, MASAL Park’ta başlıyor.

    Vakfımızın pandemi öncesinde her yıl ihtiyaç sahipleri yararına geleneksel olarak düzenlediği Hayır Çarşısı ve Bahar Şenlikleri organizasyonu bu sene 3-4-5 Haziran tarihlerinde Masal Park’ta yapılacak. Hayır Çarşımızda; yöresel ev yemekleri, kitap, halı, ayakkabı, pasta, tatlı, döner, zücaciye, kıyafet, meşrubat ve komisyonlarımızın tanıtım stantları yer alacak. Ayrıca canlı müzik dinletileri, söyleşiler ve çocuk etkinlikleri de yer alacak.

    3-4-5 Haziran tarihlerinde Masal Park’ta yapacağımız Hayır Çarşısı ve Bahar Şenliklerimize ailenizle birlikte davetlisiniz…

     

  • Geleneksel Ramazan İstişare Sohbetleri Gerçekleştirildi

    Vakfımız tarafından her Ramazan ayında geleneksel olarak gerçekleştirilen "İstişare Sohbetleri" vakıf merkezimizdeki Davut Özgül Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Program öncesi gerçekleştirilen iftar organizasyonunun ardından toplantıya geçildi. Gerçekleştirilen sohbet programında vakfımızın ve Anadolu Federasyonu’nun çalışmaları hakkında bilgi verildi.

    İstişare sohbetinde konuşan Vakıf Başkanımız Turgay Aldemir, "Her yıl 15 Ramazan'da bu toplantıları gerçekleştirerek geçtiğimiz yıl içinde yapılan işleri konuşarak fikir alışverişinde bulunuyoruz. Bu yıl da yine aynı niyetle bir araya geldik. Bunun Ramazan'da olmasının nedeni Peygamber efendimiz ile Cebrail'in her yıl Ramazan'da karşılık mukabelede bulunmasındandır. Vakfımızda yoğun bir iyilik ve yardım hareketi var ama biz kendimizi ihmal ettiğimiz zaman, kendi aramızda konuşmadığımız zaman yardım alacak duruma düşüyoruz. Bunun için Ramazan'da vakıf olarak, aile olarak bu müzakereleri gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.

    Gerçekleştirilen sohbet programında konuşan Yönetim Kurulu Üyemiz İbrahim Özmantar, "Biz bir kuşak hareketi olmadığımızı defalarca söyledik. Bu bir bayrak yarışıdır. Planlama yaparken gelecekte görevi devralacak gençlerin yaşayacağı dünyayı düşünmek zorundayız. Bugün insanlık geleceği ile ilgili birtakım projeksiyonlara ihtiyaç duymaktadır. Bizim gibi yapılar insanlığı şekillendiren en önemli güçtür. Bu yüzden bu tür yapılarda yer almak efor ister" ifadelerini kullandı.

    Sohbet programında konuşan Yönetim Kurulu Üyemiz Adem Er, "Sürekli görüş alışverişi içerisindeyiz ve bu fikirler not olarak kaydediliyor. Yıl içerisinde daima bu veriler incelenerek planlamalar bu doğrultuda gerçekleştiriliyor. Yeni dönem STK çalışmalarında yeni başlıklar ve yeni çalışma tarzları gündem ediliyor. Bazı çalışmalarımız ön plana çıkarılırken kimisi de geri plana atılıyor. STK’lar bu süreci doğru takip etmek zorundadır. Bizler buralarda gelecek perspektifimizi oluşturmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

    Gerçekleştirilen sohbet toplantısında konuşan Yönetim Kurulu Üyemiz Mehmet Hıdır Akaslan, "Toplum artık fikir verenlere değil fikirleri hayatla buluşturanlara kıymet veriyor. Biz camia olarak tam da böyle bir yerde duruyoruz. Bu halkanın içerisinde de farklı düşünen arkadaşlarımız var. Bunun da farkında olarak bu farklılıkları sorun etmeksizin ortak olarak neler yapabilir sorusuna odaklanıyoruz. Camiamızı anlamlı kılan ve ileriye taşıyacak olan şey de budur" dedi.

    Toplantıda konuşan bir diğer isim olan Hayata Dokun Yetim Derneği Başkanı Yunus Atilla Hamallar, "İki konuya dikkat çekmemiz gerekiyor. Birincisi insan kaynağı ikincisi ise mali kaynak. Bu ikisi bir arada yürütülerek belli bir zenginliğe dönüştürülmelidir. Aksi takdirde tarihin tozlu sayfalarındaki kurumlar gibi bizler de tekrara düşüp yok olup gideriz" şeklinde konuştu.

    Gerçekleştirilen konuşmaların ardından birim bilgilendirmelerine geçildi. Birim bilgilendirmelerinde Esnaf komisyonu ve Evde Karakter Eğitimi komisyonu gerçekleştirdikleri etkinlikler hakkında bilgilendirmeler yaparken, Yardım Komisyonu bu yıl gerçekleştirilen yardımlar hakkında bilgiler verdi. Ramazan ayı dolayısıyla karagözdeki yardım mağazasında birçok ihtiyaç sahibi aileye giyim yardımları gerçekleştirildiği anlatılırken ailelerin bu yardımlardan duydukları memnuniyet dile getirildi.

    İstişare toplantısında Yetim Komisyonu tarafından gerçekleştirilen çalışmalar da anlatıldı. Yetim komisyonunun sadece yardımlarla değil eğitim faaliyetleri ile de yetim ailelere destekte bulunduğu vurgulandı. Toplantıda Öğretmen Komisyonunun gerçekleştirdiği faaliyetler de anlatılırken bu çalışmalar ile alakalı güzel dönütler alındığı aktarıldı. Göçmen Hizmetleri Merkezi’nin faaliyetlerinin de anlatıldığı toplantıda sosyal uyumu güçlendirmek için gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi planlana faaliyetler anlatıldı. Toplantıda vakfımız bünyesinde yayın yapan FECR Radyo’da gerçekleştirilen yayınlar hakkında da bilgiler verilirken yapılan yayınların pozitif geri dönüşler aldığı ifade edildi.

    Toplantıda BEKAM çalışmaları hakkında da bilgilendirmeler yapılırken 15 Ramazan Yetimler Günü münasebetiyle gerçekleştirilen “Kardeşlik Sofrası” organizasyonunda Cerablus’ta yetimlerle iftar yapan AÖB üyeleri duygularını aktardı. Toplantı karışıklık soru, görüş ve önerilerin ardından sona erdi.

  • Esnaf Komisyonu İftar Programı yapıldı

    Bülbülzade Vakfı Esnaf Komisyonu tarafından düzenlenen, esnaf ve ailelerinin katıldığı iftar programı 12 Nisan günü Vakıf merkezimizde yer alan Davut Özgül Konferans salonunda yapıldı.

    İlahi dinletisi ve Kur’an Tilaveti ile başlayan iftar programında ezanla beraber oruçlar açıldı. İftar yemeğinin ardından selamlama konuşmalarını yapmak üzere kürsüye çıkan Esnaf Komisyonu Başkanı Hamdi Keleş, “Vakfımızın kadim komisyonlarında Esnaf komisyonu olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. 11 ders haftası içinde haftada en az 100 esnafımızla hafta en az bir gün oturuyoruz. İyiliği emreden, Kötülükten alıkoyan bir çalışma prensibi ile birbirimizi dinliyor, sorunlarımızı paylaşıp azaltıyor, sevinçlerimizi paylaşıp çoğaltıyoruz. Yine esnaf gruplarımızla belli zamanlarda toplu etkinlikler yapıyoruz. Bu programlarla birlik ve beraberliğimizi pekiştiriyoruz. Yine esnaf kardeşlerimizin zekatlarını, infaklarını Yardım Komisyonumuz koordinesinde topluyor ve ihtiyaç sahibi ailelerimize ulaştırıyoruz. Vakfımızın bütün çalışmaları aile eksenlidir. Değerli misafirlerimiz soframızı bereketlendirdiğiniz için teşekkür ediyorum. Allah’a Emanet Olun” ifadelerini kullandı.

    Daha sonra selamlama konuşmalarını yapmak üzere sahneye çıkan ANESİAD Gaziantep Şube Başkanı İdris Tekin, “Vakıflarımız bizim medeniyetimizin temel taşlarından birisidir. Her dönemde sorun çözen, çözüm üreten, yara saran, toplumsal sorunların çözülmesinde, birlik ve beraberlik ruhunun tecelli edilmesinde vakıflarımızın çok değerli katkıları olmuştur. Bundan dolayıdır ki 700 yıllık tarihimizde vakıflarımız bu coğrafyanın inşası için mücadele veriyor. Bu kadar köklü bir geçmişe sahip olan vakıf medeniyetimizin bu yapıya dönüşmesinde esnaflarımızın, tüccarlarımızın ve iş adamlarımızın çok büyük katkılara sahip olduğunu unutmamamız gerekiyor. Rabbin sizlerden de vakıflarımızdan da razı olsun. Hayır işinde bulunanlarımızın sayılarını arttırsın inşallah” diye konuştu.

    Gerçekleştirilen iftar organizasyonunda selamlama konuşmalarını yapmak üzere sahneye Vakıf Başkanımız Turgay Aldemir çıktı. Başkan Aldemir yaptığı konuşmada, “Bir toplumun özgürlüğü çarşılarında başlar, atölyelerinde devam eder, işletmelerinde sürer ve ihracatı ile dünyaya yayılır. Yıllardır insanlığa umut olmuş bu coğrafyanın evlatları olarak 90 yılı aşkın bir süredir, “bizden adam olmaz, bizden insanlığa faydalı bir ürün çıkmaz” cümlesine bizi mahkûm ettiler. Bu deli gömleğini yırtan bu prangayı kıran Anadolu’nun vicdan şehirlerinden birisi Gaziantep, bunun en önemli aktörleri de sizlersiniz. O küçük küçük tezgahlarımızda, işletmelerimizde milletimizin özgürlüğüne giden yolu şekillendirdik. Lübnanlı düşünür Halil Cibran der ki; “Alın yazımızı Alın terimiz ile değiştireceğiz”. Alın teri dökmeden, Akıl teri dökmeden, yüreğimizi işlemeden bu makus talihi değiştirmek mümkün değil. İşte bu bilinçle Gaziantep, Türkiye’de bu kaderini değiştirerek Alın yazısını insanlık için umuda dönüştürmüş durumda. Şu anda Türkiye ekonomisine 10 milyar doları aşan bir ihracat hacmiyle büyük bir güvenin ve hızla artan umudun topluluğuyla birlikteyiz. Tabi bu başarıyı sürdürebilmek ve ileriye taşımak için değerlerimiz ile beslememiz gerekir. Bunun için buna dair sosyal faaliyetleri esnaflarımızın iş adamlarımızın desteklemesi gerekir ki kendi işletmelerinin sürdürülebilirliğini sağlayabilsinler. Aksi taktirde her şeyimiz var olur ama bereketimiz kaybolur. Eğer yaramızın iyileşmesini istiyorsak bir başkasının yarasını sarmamız lazım. Eğer acımızın dinmesini istiyorsak bir başkasının acısını dindirmemiz gerekir” ifadelerini kullandı.

    İftar programı selamlama konuşmalarının yapılan dua ile sona erdi.

Yorum yapın

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuzdan emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

 Snow  Snow   

         Snow Snow          Snow