Vakfımız, Suriye de görev yapan Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı ve Milli Eğitim Müdürlüğü çalışanlarına yönelik olarak gerçekleştirilen iftar programına 26 Nisan Salı günü Vakıf merkezimizde yer alan Davut Özgül salonunda ev sahipliği yaptı.
Gerçekleştirilen iftar programı ilahi dinletisi ve Suriye’deki eğitim merkezlerinin tanıtım filminin izlenmesi ile başladı. Düzenlenen iftar programında konuşan Yunus Emre Enstitüsü Suriye Koordinatörü Fikret Çıtak, “Bülbülzade Vakfı, bugün siz değerli Yunus Emre Enstitüsü eğitimcilerini iftara davet ettiler. Bu nazik davetten dolayı Bülbülzade Vakfına çok teşekkür ederim. İnşallah ilerleyen süreçte Bülbülzade Vakfı gibi birçok STK ile bölgedeki eğitim faaliyetleri konusunda iş birliği yapacağız. Hedefimiz, davamız ve yolumuz birdir. Bu birlikler içerisinde ayrılığa asla yer yoktur. Birliğimiz, dirliğimiz daim olsun düşüncesiyle Ramazan Bayramı’nın milletimize ve ümmetimize hayırlı yollar açmasını temenni ediyorum. Hep söylüyorum; Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı, nefesi Yunus Emre gibi Hoca Ahmet Yesevi gibi Bülbülzade gibi asil insanların ruhuyla dirilişe gebe olacaktır. İstikbal mazlum ve mağdur insanların olacaktır. İstikbal hakka, rahmete ve merhamete inanan, iyilik hâkim olacak diye feryat eden, bu yolda ömür tüketenlerin olacaktır. Asla yılmayacağız ve umutsuzluğa kapılmayacağız” diye konuştu.
Daha sonra konuşmalarını yapmak için ayağa kalkan vakıf başkanımız Turgay Aldemir, Yunus Emre Enstitüsü’nün bölgede yürüttüğü faaliyetlere dikkat çekerek, “Değerli hocama ve siz genç eğitimcilerimize bölgede gerçekleştirdiğiniz eğitim faaliyetleri için çok teşekkür ediyorum. Bizler de Bülbülzade vakfı olarak sizlerin gerçekleştirdiği eğitim faaliyetlerine benzer faaliyetler yürütüyoruz. Vakfımızın birçok alanda çalışmaları var ama bu çalışmaların en kıymetlisi sizin de gerçekleştirdiğiniz eğitim, kültür, sanat ve gençlik çalışmaları. Elbette ki açı doyuracak yoksulu giydireceğiz. Ama onun ruhuna, fikrine ve yeteneğine bir katkı sunmadığımız zaman o katkıyı başkaları sunuyor ve yetkinleştiriyor. Dün bizim gençlerimizin Afganistan’da giyim yardımı vardı. Oradan elimize ulaşan bir görüntüde küçük bir çocuğa ayakkabı giydiriliyor. Çocukların hepsi şaşkınlıkla bakıyor. Çünkü hayatlarında ilk defa yeni bir ayakkabı görmüşler. Bu çocuklar Ramazan’ın biraz daha uzamasını istiyor. Çünkü ramazan boyunca rahatlıkla iftar edebiliyorlar. Bildiğiniz gibi orada 40 yılı aşkın suredir devam eden bir savaş var. Bu savaşın, bu açlığın, bu sefaletin Suriye’de de hâkim olamaması için bu yapılan çalışmalar çok kıymetli. Özellikle fikir ve düşünce anlamında, sanat ve edebiyat anlamındaki çalışmalar çok kıymetli. Bizler ortak geçmişe sahip toplumlarız. Onun için Millî Eğitim Bakanlığımız orada, Maarif Vakfımız orada. Bölgede 15 bin 500 öretmen 340 bin öğrenci var. Ama biz biliyoruz ki okula gitmesi gereken öğrenci çok daha fazla. Türkiye’nin içerisindeki Suriyelilerde liseye gitme oranı yüzde 27’lerde. Çünkü insanlar çalışmak zorunda ya da gidemiyorlar. Bu yüzden gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla bu oranı arttırmalıyız” ifadelerini kullandı.
Daha sonra bölgede eğitim faaliyetleri yürüten katılımcılar, bölgede edindikleri tecrübelerden ve gerçekleştirilen eğitim faaliyetlerinden bahsetti. Katılımcıların fikir ve görüşlerinin ardından edilen dualarla program sona erdi.